Çevre hareketine yön veren 6 muhteşem kadın

[:tr]

Çevre hareketine yön veren 6 muhteşem kadın

Ergem Şenyuva-Yeşilist

Dünyadaki çevre hareketinin şekillenmesinde rol oynayan, geriye daha iyi bir dünya bırakmak için Toprak Ana’ya sahip çıkan birbirinden değerli kadınlar var. Biz de Dünya Kadınlar Günü için cesaretleriyle ve yaptıklarıyla öne çıkan ve bize ilham veren altı kadını yazdık.

Bu kadınların ortak noktaları bulundukları dönemde ve  yaptıkları işlerde öncü olmaları. Pek tabii çevre hareketindeki kadınlar bu isimlerle sınırlı değil. Ancak bu altı isim, sadece yaptıkları projelerle değil aynı zamanda özgür ifadeleri, fikir liderlikleri ve güçlü karakterleriyle de sonsuza kadar hatırlanacaklar.

Vandana Shiva

Son yıllarda karşımıza çıkan en sıkı aktivistlerden bir tanesi herhalde Vandana Shiva’dır. Birkaç hafta evvel ülkemize de konuk olan Shiva, Yedikule Bostanları’nı ziyaret ederek gönüllerimizde taht kurdu. GDO’lar, atalık tohumlar, ve monokültür tarım denince akla gelen en önemli isim Shiva.

‘Petrol değil toprak’ kitabında bilhassa GDO’lar ve tohumları elinden alınan toplumun başına gelenleri bir nefeste okunacak şekilde yazan Vandana Shiva, çevre problemlerinin sosyolojik etkilerini de ön plana çıkarıyor.

Gıda ve biyoçeşitlilik konusunda çok aktif çalışan bu kadın, ülkesi Hindistan’da Navdanya’yı kurarak atalık tohumlara sahip çıkmayı, organik tarımı ve adil ticareti savunuyor.

Küresel eko-feminist akımda çok önemli bir rolü olan Vandana Shiva’nın Sinek Sekiz tarafından yayınlanan eserleri bizce altın değerinde.

Wangari Maathai

2004 yılında Afrika’nın ilk Nobel Barış Ödülü’nü alan Wangari Maathai hem çevre hareketi hem de kadın hakları açısından çok önemli bir isim. 2011 yılında hayata veda eden Maathai, 1970’lerde Afrika’da ağaçlandırma için ‘Green Belt Movement’ı kurdu. Bununla da kalmayıp Kenya’da kadın haklarının eşitliği için mücadele verdi. Çevre problemlerine, kadın haklarına ve yoksulluğa disiplinlerarası bir pencereden bakabilen ve çözümlere odaklanan Maathai Kenya’dan çıkmış en önemli çevre girişimlerinin arkasındaki isim.

Alice Waters

Çoğumuz Alice Waters’i belki de ‘Edible Schoolyard’ (yenilebilir okulbahçesi) projesiyle tanıyoruz. Edible Schoolyard 1995 yılında Amerika’da Berkeley’de bir lisede 4000 metrekare üzerinde kurulan organik bir bahçe ve mutfak dersliğiydi. Burası sayesinde pek çok öğrenci gıdasını bizzat üretmeyi ve yemeyi öğrendi.

Bu proje daha sonra farklı okullarda yer bulduğu gibi, Amerikan Başkanı Obama’nın eşi Michelle Obama’nın da Beyaz Saray’a bir organik bahçe kurmasına feyz oldu. Kendisi de bir şef olan Waters, organik gıda ve Slow Food konusunda kitaplar yazan, 1960’larda da İfade Özgürlüğü’nü savunan bir aktivist.

Naomi Klein

İklim değişikliği konusunda son zamanlarda en güçlü argümanları ortaya atan isimlerden bir tanesi Naomi Klein. Klein ‘Logo Yok’, ‘Bu Herşeyi Değiştirir’, ‘Şok Doktrini’ gibi kitaplarından sonra bu yıl !f Film festivalindeki filmiyle de sık sık kendinden söz ettiriyor.

Naomi Klein, iklim değişikliği konusunda büyük şirketleri yerden yere vururken, gereğinde kendi ülkesi olan Kanada’yı da eleştirmekten çekinmiyor. Çevre hareketine fikirleriyle yön vermesinin yanında, faal olarak dünyanın önde gelen liderlerine de danışmanlık yapan Naomi Klein, önümüzdeki yıllarda da bol bol kendinden bahsettireceğe benziyor.

Rachel Carson

Dünya çevre hareketi dendiğinde akla gelen ilk kaynaklardan biri Rachel Carson’ın ‘Sessiz Bahar’ kitabıdır. 1962 yılında Amerika’da sentetik pestitlerin çevreye olan negatif etkilerini konu alan bu kitap, yayınlandığı yıl çok ses getirmişti. Kimya şirketlerini ayağa kaldıran bu kitap sayesinde, Amerika’da DDT olarak bilinen pestitin kullanımı yasaklanmıştı.

‘Sessiz Bahar’ kitabının en büyük etkilerinden biri de Amerika ve dünya politikasına çevre konusunun entegre oluşudur. Amerika’da 1970’lerde Çevresel Korunma Ajansı’nın kurulmasında Rachel Carson’ın bu kitabının rolünün büyük olduğu söylenir.

Jane Goodall

55 yıl boyunca şempanzeleri bıkıp usanmadan izleyen, onların hayatlarını analiz eden Goodall hayvan hakları konusunda çok önemli bir isim. Biliminsanı olarak çalıştığı şempanzelere primat olarak numaralar vermek yerine, isimler veren Jane Goodall, konusunda önde gelen bir aktivist.

Hayvanların medikal araştırmalarda, sporda ve hayvanat bahçelerine kullanılmasına karşı olan Goodall, aynı zamanda bir vejetaryen. Hayvanların insanlar tarafından ehlileştirilmiş olsalar da tahminimizden daha akıllı ve bilinç sahibi olduklarını savunan Jane Goodall, onlara saygı duymamız gerektiğini belirtiyor.

Bazı biliminsanları tarafından şempanzelere çok duygusal yaklaştığı söylenerek eleştirilse bile, Jane Goodall gelecek nesillere de yol aaçacak bir enstitü de kurdu.

[:]