Balzac ve Küçük Çinli Terzi
Luo ve Ma, Çin’de, muhteşem güzellikte bir dağ köyüne, Maocu bir rehabilitasyon kampına gönderilirler. Bu iki hayat dolu öğrenci, yasaklarla, o dönemdeki sansürlerle ve batıl inançlarla kuşatılmış köylülerin zorlu hayatına şahit olurlarken bir taraftan da bu boğucu ortamdan çıkış ararlar. Ve büyükbabasıyla yaşayan Küçük Çinli Terzi Kızla tanışırlar. Okuma yazma bilmeyen küçük terziyle arkadaşlıkları gelişir. Bir gün, içinde Batı edebiyatına ait yasaklı kitaplar olan bir sandık bulurlar. Balzac, Flaubert, Stendhal, Gogol, Dostoyevsky.. 1970lerin Çin’inde yasaklı yazarlar. Duvardaki küçük bir çatlaktan sızan günışığı gibi aydınlatır dünyalarını. “Kitap mağarası” adını verdikleri kimsenin bilmediği bir mağarada gizli saklı okumalara başlarlar. Edebiyat hepsini büyüler, ama en çok da Küçük Terzi’yi. Büyükbaba ise herşeyi uzaktan izlerken bir gün korku dolu gözlerle kapılarını çalar iki gencin. Ve endişeyle “bazen sadece bir kitap bütün hayatını değiştirebilir” derken, torununu başka hayatlar aramaya yöneltecek ve yollara düşürecek kadar etkileyici olan edebiyatın kokusunu belki de çok öncelerden zaten almıştır.
Fonda etkileyici doğa görüntüleri, aşk, hayal kırıklığı, mizah, umut. Ve büyüleyici edebiyat. Balzac’ı sabaha kadar okuyup dışarıya çıktıklarında “dünyanın değiştiğini hissediyorum” diye dağlara haykıracak kadar tutkulu. Yıllar sonra bu küçük köyün yapılacak baraj yüzünden sular altında kalacağını öğrendiklerinde ise, Avrupa’dan kalkıp Çin’e, anılarına doğru yola çıkarlar.
Balzac ve Küçük Çinli Terzi Kız, Türkiye’de 2000 yılında basılan bir kitapken, 2002 yılında yazarı Dai Sijiye tarafından filme çekilir.